42. Zor Duygulardan Kaçmak

Bir düşünün: Her türlü duyguya tahammül edebilseydiniz eğer, nasıl bir hayatınız olurdu? Endişe, stres, utanç, yalnızlık, hayal kırıklığı… Zor duygulardan kaçmak yerine, hayatınızı tüm gerçekliğiyle hissetme cesaretiniz olsaydı, neleri yapmazdınız? Hangi davranışlardan vazgeçerdiniz? Hangi alışkanlıklardan kurtulurdunuz? 1. Stres, endişe, üzüntü gibi negatif duygulardan kaçınmak için yöneldiğimiz davranışlar, hayatımızda nasıl sonuçlar yaratır? 2. Olumsuz bir davranışı değiştirmek istediğimizde, kendini suçlamak ve utandırmak neden işe yaramaz? 3. Duygularımızla davranışlarımız arasındaki ilişkiyi görebilmek ve zor duygularla baş edebilmek için kendimize sorabileceğimiz etkili sorular neler?

41. Fikir Değiştirmenin Zorluğu

Hatalı olabileceğinizi ve yanıldığınızı sezdiğiniz halde, düşüncenizde ısrar ettiğiniz oldu mu? İnançlarımızdan vazgeçmek, bakış açımızı sorgulamak, çok basit konularda bile fikir değiştirmek neden zor? Bu soruları yanıtlamak önemli çünkü yaşadığımız birçok zorluğun gerisinde, farklı biçimlerde düşünmeye karşı gösterdiğimiz direnç yatıyor. 1. Birbiriyle çelişen düşünceler ve bu durumun yarattığı huzursuzluk karşısında zihnimiz nasıl bir çözüm üretir? 2. Bir topluluğa ait olma ihtiyacı ve dışlanma korkusu, özgürce düşünmemize nasıl engel olur? 3. Neden düşüncelerimizi benliğimizin bir parçası olarak görmeye meyilliyiz? Alışkanlıklara tutsak bir zihinle yaşamak, mutluluğumuzun önünde nasıl bir engel yaratır?

Endişe, Tereddüt, Kendine Acıma (Tekrar)

Endişe, tereddüt ve kendine acıma… İlk bakışta birbirinden çok farklı görünen duygular ama onları buluşturan ortak bir özellik var: Bu duyguların üçü de korkularımızdan kaçmak için sığındığımız birer liman. Bize geçici bir konfor sağlayan, bizi oyalayan, meşgul eden, aldatan ve zaman kaybettiren duygular… 1.     ‘’Konfor alanı’’ nedir ve değişmek, insan beyni için neden zordur? 2.     Endişe, kararsızlık ve kendine acıma hangi saklı zorlukları maskeler? 3.     Duyguları değiştirmek nasıl mümkün olur?

40. İnsan Yüzünün Hikayesi

Üzüntüyle ağırlaşıp yavaşlıyoruz. Tiksinti, kapanıp uzaklaşma telaşı yaratıyor. Mutluluk hissettiğimizde hem hafifliyoruz hem dünyayı kucaklamaya açıyoruz kendimizi. Hissettiğimiz her duygu yüzümüzde bir ifade buluyor. İnsan yüzünün kendine ait bir dili, kendine ait bir iradesi var. Öyle güçlü bir irade ki bu, gerçeği ustalıkla taklit eden maskeler bile gizlemeye yetmiyor. 1. Temel duygularımızdan biri olan üzüntü, hem içsel bir motivasyon aracı hem sosyal bir sinyal işlevine sahip. Üzüntünün özünde ne yatar? Bu duygu, insan yüzünde nasıl bir ifade bulur? 2. Tiksinti duygusunun evrimsel amacı nedir? Tiksinti duygusuyla yüzümüzde beliren mikro ifadeler nasıl bir işleve sahiptir? 3. Gülümsemek, toplululuk içinde iş birliğini motive eden önemli bir sosyal işaret. Kadınlar neden fazla gülümser? Samimi bir tebessümle taklidi birbirinden nasıl ayırt edebiliriz?

39. Gizli Duygular ve Yüz İfadesi

Hepimiz içimizde bir duygu evreni taşıyoruz. İnsan yüzü, o evrenin uçsuz bucaksızlığına açılan bir kapı. Yüz ifadesi, incelikli hareketleriyle, nüanslarıyla, saniyeler içinde değişebilen manzarasıyla yalnızca kendi özgün yaşantılarımızın değil, ortak insanlığımızın da hikayesi. 1. Çoğumuz sosyal etkileşimlerde, başkalarının duygularını ve niyetlerini anlayabilmek için yüz ifadelerini ve beden dilini değerlendirecek yeteneğe sahibiz. Bu dürtüsel yeteneğin evrimsel sebepleri neler? 2. Charles Darwin ve Paul Ekman’ın bulguları, uzak kabilelerdeki insanlar ve doğuştan kör olanlar arasında bile, temel duyguları yansıtan yüz ifadelerinin doğuştan geldiğini ve öğrenilmemiş davranışlar olduğunu nasıl ortaya koyuyor? 3. Mikro ifadeler, gerçek duygularımızı nasıl açığa çıkarır? Öfke, korku ve şaşkınlığı yüzümüzde hangi mimiklerle ifade ediyoruz?

38. Mükemmel Kusurlar

Mükemmel olma gayretinin hayatımızda yol açtığı olumsuzluklar arasında beklenmedik iki sonuç dikkat çekiyor: erteleme ve vazgeçme alışkanlığı. Şaşırtıcı sonuçlar bunlar çünkü mükemmeliyetçilik başarılı olmanın, en iyi olmanın koşulu bir meziyet olarak görülebiliyor. Oysa elinden gelenin en iyisini yapmakla, mükemmel olmaya çalışmak arasında derin bir ayrım var. 1. Mükemmeliyetçiliğin duygusal manzarasını şekillendirmede düşüncelerimiz nasıl bir rol oynuyor? 2. Mükemmeliyetçi yaklaşımların benmerkezci doğasına karşı dikkat ve empati becerilerini nasıl kullanabiliriz? 3. Japon estetik felsefesi wabi-sabi, günümüze hakim olan mükemmellik anlayışıyla nasıl çelişiyor? Mükemmeliyetçiliği yenmek için bu felsefeden öğrenebileceklerimiz neler?

37. Mükemmeliyetçiliğin Ağır Yükü

”Mükemmel, iyinin düşmanıdır’’. Voltaire’in bu ünlü sözü, mükemmeli ararken, mükemmeli beklerken kaybettiklerimizin kısa bir tanımı. Ama mükemmeliyetçiliğin bedeli, iyinin kaybıyla sınırlı değil. Bizi hata yapmaktan, başarısız olmaktan, beğenilmemekten, eleştirilmekten koruyacağını düşünerek kuşandığımız ama çoğu zaman altında ezildiğimiz ağır bir kalkan, mükemmeliyetçilik. 1. Sosyal medyanın aldatıcı tasvirleri, mükemmeliyetçi eğilimleri nasıl etkiliyor? 2. Mükemmeliyetçilik arayışı neden kronik kaygı ve stres kaynağıdır? 3. Kusursuzluk arayışı ve yetersiz kalma korkusu erteleme alışkanlığını nasıl körükler? 4. Utanç duygusu hangi yönleriyle mükemmeliyetçiliği besler?

36. Neden Erteliyoruz?

Ertelemek için her zaman bahanelerimiz var. Zihnimizin kurguladığı küçük hikayeler, kendimize söylediğimiz akıllı yalanlar, uydurma sebepler… Erteleme döngüsünden kurtulmak ve eyleme geçmeyi başarmak için bahanelerin sesine kulak vermek önemli. Çünkü her bahanede, üstünü örtmeye çalıştığımız bir gerçek saklı. 1. Bahane yaratmanın, erteleme eğilimindeki rolü nedir? Bahaneler, zorlu görevlerle karşı karşıya kaldığımızda nasıl geçici bir rahatlama duygusu sunar? 2. Ertelemeyi haklı kılmak için sığındığımız bahaneleri tespit etmek, başarısızlık korkusunun üstesinden gelmemize nasıl yardımcı olur? 3. Mükemmeliyetçilik arayışı bahaneler yaratmaya ve eylemi geciktirmeye nasıl yol açar? 4. İnsan beyninin doğuştan gelen anlık tatmin ve aşinalık tercihi, özellikle geleceğe yönelik hedefler söz konusu olduğunda, erteleme için bahaneler yaratılmasına nasıl katkıda bulunur? 5. Bahanelerimizi sorgulamak ve altta yatan motivasyonları tespit etmek için kendimize sorabileceğimiz etkili sorular neler?

Bir Mutsuzluk Tuzağı: Başkalarını Memnun Etmek (Tekrar)

Hepimiz sevilmek istiyoruz. Ait olmak, kabul görmek, beğenilmek ve başkaları tarafından görülmek istiyoruz. Başkalarını memnun etme ihtiyacı, yaratılıştan sahip olduğumuz insani niteliklerden biri. Ama başka insanların düşünceleri, kendi hakkımızda ne düşündüğümüzün önüne geçtiğinde hayal kırıklıkları ve mutsuzluklar kaçınılmaz. 1.     Başkalarının hakkımızda ne düşündüğü bizim için neden önemli? 2.     Herkesi memnun etme gayretini yaratan düşünce biçimleri neler? 3.     Başkalarının mutluluğundan sorumlu hissetmek, bizim hayatımızda nasıl mutsuzluklar yaratıyor?