52. Bir Davranışı Değiştirebilmek

Kim olmak istiyoruz? Nasıl davranmak istiyoruz? Neden faydasız davranışlardan ve kötü alışkanlıklardan vazgeçmekte zorlanıyoruz? İstediğimiz yönde davranmayı başarmak ve hayatımızda kalıcı bir dönüşüm yaratabilmek için bizi kısıtlayan düşünce kalıplarıyla ve tanıdık ama verimsiz duyguların konforuyla yolumuzu ayırmamız gerekiyor.  

51. Davranışlarımızın Gerçek Sebebi

”Hepimiz kendi düşüncelerimizin birer sonucuyuz’” demiş Buda. Stoacı filozof Marcus Aurelius’e göre mutlu bir yaşam, sandığımızdan daha az şey gerektirir çünkü mutluluğun kaynağı kendi içimizde, kendi düşünce biçimimizdedir. Bir başka Stoacı düşünür Epiktetos ise ‘’Dışımızdaki koşulları seçemeyiz ama koşullara nasıl tepki vereceğimiz her zaman bize kalmıştır’’ diyor. Psikolojinin kurucularından olan düşünür William James ise ‘’insanlığın en önemli keşiflerinden biri’’ diye nitelemiş bu yaklaşımı. İnsanlığın en önemli keşiflerinden biri, diyor, düşüncelerimizi değiştirerek hayatımızı değiştirebileceğimiz gerçeğidir. İnsanlık tarihi boyunca, antik çağdan bugüne dek dünyanın farklı coğrafyalarında, farklı düşünce akımlarında karşımıza çıkan ortak bir yaklaşım bu: Hayatımızı düşüncelerimizle yaratıyoruz. Peki ama nasıl? Bu bölümde, bu önemli sorunun peşine düşeceğiz. Keşke yapmasam, değiştirebilsem dediğimiz davranışlar, kurtulmak istediğimiz alışkanlıklar ya da hayatımıza katmak istediğimiz yeni davranış biçimleri…  İstediğimiz yönde davranabilmek ve kalıcı bir dönüşüm yatabilmek için ihtiyacımız olan ilk şey, neyi neden yaptığımızı anlamak. Ve bunu anlamanın ilk yolu düşüncelere ve duygulara bakmak.

50. ÖZEL BÖLÜM: Bir Yılın Öğrettikleri

MUTLU BEYİN bir yaşında! Bundan bir yıl önce podcaste başlarken aklımda temel bir soru vardı: Daha mutlu, daha doyurucu bir hayat için, hayatı daha fazla mutluluk ve anlamla yaşayabilmek için kendime nasıl daha güçlü, daha özgür, daha mutlu bir zihin yaratabilirim? Bu soruyu düşünmek bile umut ve cesaret uyandırdı bende. Podcasti yaratmamı sağlayan motivasyon da bu umudu paylaşma isteği oldu. Yaşadığımız her tecrübeyi, zihnimizle şekillendiriyoruz. Tecrübe ettiğimiz her şeyi, düşüncelerimizle yaratıyoruz. Bu yüzden zihnimizin niteliği, hayatımızın niteliği demek. Öte yandan şunu da biliyoruz: Hayat hem bir mucize hem de her anıyla bir bilinmez. Geçmişi değiştiremeyiz. Geleceği öngöremiyoruz. Başka insanlar üzerinde kontrolümüz yok. En yakınlarımızın zihninde olan bitenden habersiziz. Kontrol edebileceğimiz çok az şey var ama kontrolümüz dışındaki her şey hakkında düşüncelerimizi yönetme gücüne sahibiz. Hayatımız, yaptığımız seçimlerin, aldığımız kararların toplamı. Tüm bu seçimler ve kararlar ise zihnimizde ürettiğimiz düşüncelerin ve bu düşüncelerin yarattığı duyguların sonucu. Bu yüzden daha mutlu bir hayat mümkün. Huzurlu, verimli, heyecanlı bir hayat; bilinçli seçimler ve akıllı kararlarla yaşayabileceğimiz daha anlamlı bir hayat mümkün. Peki ama nasıl? Bu büyük soruyu, küçük, çok küçük parçalara böldüm ve her hafta, adım adım cevaplamaya çalıştım. Bugün, yıldönümünü özel bölümünde, bu bir yılın öğrettiklerinin kısa bir özetini paylaşıyorum.

49. Doğru Soruların Gücü

Daha mutlu, daha zengin bir hayatın anahtarı aradığımız cevaplarda değil de kendimize sormaya cesaret ettiğimiz doğru sorularda saklıysa eğer? Her soru, bir fırsat. Her gün sorduğumuz basit sorular bile düşüncelerimizi, duygularımızı, hikayemizi şekillendirme gücüne sahip. Kaliteli cevaplar bulabilmek için kaliteli sorular sormamız gerekiyor. Çünkü yanlış sorular, bırakın bir çözüm sağlamayı, bizi olduğumuz yere çivileyen, çözümsüzlüğe mahkûm eden, kendi kendimize yarattığımız engellere dönüşebilir.

48. Endişelerin Çaresi

Her endişenin kaynağında, kendimize anlattığımız kötü bir hikâye ve endişeli düşünceler var. Düşüncelerimizi kontrol etmek, durdurmak, bastırmak zorunda değiliz. Böyle bir gücümüz de yok zaten. Ama onların bizi kontrol etmesini engelleyecek güce sahibiz. Lüzumsuz endişelerin çaresi, bu gücü bulabilmek. Hem zihnimizde hem bedenimizde. Dört bölümlük endişe serisinin son kısmı, daha az endişe ve daha çok huzur için yapabileceklerimiz hakkında.

47. Endişe Hakkında 10 Gerçek – İkinci Bölüm

Endişelerinizin ne kadarı gerçekleşti? Geçmişe, endişe ederek geçen onca zamana dönüp baktığınızda, ne görüyorsunuz? O kadar endişe etmeseydiniz, endişeleriniz size engel olmasaydı eğer, başka neler yapardınız? Geçmişi değiştirmek mümkün değil ama endişenin öğrettikleriyle bugünü değiştirmek ve hikâyemizi yeniden şekillendirmek bizim elimizde.

46. Endişe Hakkında 10 Gerçek – Birinci Bölüm

Birçoğumuzun yaşadığı en yaygın ve anlaşılması en zor duygusal tecrübelerden biri, endişe. Bu duygu karşısında gücümüzü geri kazanmak için, endişeyi bir bulmaca olarak hayal edelim. Ne kadar çok parçayı anlarsak, resim o kadar netleşecek. Endişeden korkmamayı öğreneceğiz. Endişe bir düşman olmaktan çıkacak. Hatta belirsizliğin karanlığında, bir rehber olacak bize.

45. Neden Endişeleniyoruz?

Kafamızın içinde esip gürleyen bir fırtına, endişe. Tedirgin, gergin, huzursuz ya olursa ya olmazsa ya en kötüsü olursa diye birbirinin ucuna takılıp zihnimizi işgal eden sonu gelmez sorularla; kötü olasılıklar ve felaket senaryolarıyla, uykularımızı bölen, nefesimizi kesen, bizi yoran, üzen, dünyamızı küçülten bir duygu ve çoğu zaman boşuna taşıdığımız bir yük. Neden endişeleniyoruz, kaygılanıyoruz? Cevaplanması mümkün olmayan ıstıraplı sorularla neden kendimize eziyet ediyoruz, neden endişeyle vakit kaybediyoruz?