49. Doğru Soruların Gücü

Daha mutlu, daha zengin bir hayatın anahtarı aradığımız cevaplarda değil de kendimize sormaya cesaret ettiğimiz doğru sorularda saklıysa eğer? Her soru, bir fırsat. Her gün sorduğumuz basit sorular bile düşüncelerimizi, duygularımızı, hikayemizi şekillendirme gücüne sahip. Kaliteli cevaplar bulabilmek için kaliteli sorular sormamız gerekiyor. Çünkü yanlış sorular, bırakın bir çözüm sağlamayı, bizi olduğumuz yere çivileyen, çözümsüzlüğe mahkûm eden, kendi kendimize yarattığımız engellere dönüşebilir.

48. Endişelerin Çaresi

Her endişenin kaynağında, kendimize anlattığımız kötü bir hikâye ve endişeli düşünceler var. Düşüncelerimizi kontrol etmek, durdurmak, bastırmak zorunda değiliz. Böyle bir gücümüz de yok zaten. Ama onların bizi kontrol etmesini engelleyecek güce sahibiz. Lüzumsuz endişelerin çaresi, bu gücü bulabilmek. Hem zihnimizde hem bedenimizde. Dört bölümlük endişe serisinin son kısmı, daha az endişe ve daha çok huzur için yapabileceklerimiz hakkında.

47. Endişe Hakkında 10 Gerçek – İkinci Bölüm

Endişelerinizin ne kadarı gerçekleşti? Geçmişe, endişe ederek geçen onca zamana dönüp baktığınızda, ne görüyorsunuz? O kadar endişe etmeseydiniz, endişeleriniz size engel olmasaydı eğer, başka neler yapardınız? Geçmişi değiştirmek mümkün değil ama endişenin öğrettikleriyle bugünü değiştirmek ve hikâyemizi yeniden şekillendirmek bizim elimizde.

46. Endişe Hakkında 10 Gerçek – Birinci Bölüm

Birçoğumuzun yaşadığı en yaygın ve anlaşılması en zor duygusal tecrübelerden biri, endişe. Bu duygu karşısında gücümüzü geri kazanmak için, endişeyi bir bulmaca olarak hayal edelim. Ne kadar çok parçayı anlarsak, resim o kadar netleşecek. Endişeden korkmamayı öğreneceğiz. Endişe bir düşman olmaktan çıkacak. Hatta belirsizliğin karanlığında, bir rehber olacak bize.

45. Neden Endişeleniyoruz?

Kafamızın içinde esip gürleyen bir fırtına, endişe. Tedirgin, gergin, huzursuz ya olursa ya olmazsa ya en kötüsü olursa diye birbirinin ucuna takılıp zihnimizi işgal eden sonu gelmez sorularla; kötü olasılıklar ve felaket senaryolarıyla, uykularımızı bölen, nefesimizi kesen, bizi yoran, üzen, dünyamızı küçülten bir duygu ve çoğu zaman boşuna taşıdığımız bir yük. Neden endişeleniyoruz, kaygılanıyoruz? Cevaplanması mümkün olmayan ıstıraplı sorularla neden kendimize eziyet ediyoruz, neden endişeyle vakit kaybediyoruz?  

42. Zor Duygulardan Kaçmak

Bir düşünün: Her türlü duyguya tahammül edebilseydiniz eğer, nasıl bir hayatınız olurdu? Endişe, stres, utanç, yalnızlık, hayal kırıklığı… Zor duygulardan kaçmak yerine, hayatınızı tüm gerçekliğiyle hissetme cesaretiniz olsaydı, neleri yapmazdınız? Hangi davranışlardan vazgeçerdiniz? Hangi alışkanlıklardan kurtulurdunuz? 1. Stres, endişe, üzüntü gibi negatif duygulardan kaçınmak için yöneldiğimiz davranışlar, hayatımızda nasıl sonuçlar yaratır? 2. Olumsuz bir davranışı değiştirmek istediğimizde, kendini suçlamak ve utandırmak neden işe yaramaz? 3. Duygularımızla davranışlarımız arasındaki ilişkiyi görebilmek ve zor duygularla baş edebilmek için kendimize sorabileceğimiz etkili sorular neler?

41. Fikir Değiştirmenin Zorluğu

Hatalı olabileceğinizi ve yanıldığınızı sezdiğiniz halde, düşüncenizde ısrar ettiğiniz oldu mu? İnançlarımızdan vazgeçmek, bakış açımızı sorgulamak, çok basit konularda bile fikir değiştirmek neden zor? Bu soruları yanıtlamak önemli çünkü yaşadığımız birçok zorluğun gerisinde, farklı biçimlerde düşünmeye karşı gösterdiğimiz direnç yatıyor. 1. Birbiriyle çelişen düşünceler ve bu durumun yarattığı huzursuzluk karşısında zihnimiz nasıl bir çözüm üretir? 2. Bir topluluğa ait olma ihtiyacı ve dışlanma korkusu, özgürce düşünmemize nasıl engel olur? 3. Neden düşüncelerimizi benliğimizin bir parçası olarak görmeye meyilliyiz? Alışkanlıklara tutsak bir zihinle yaşamak, mutluluğumuzun önünde nasıl bir engel yaratır?

Endişe, Tereddüt, Kendine Acıma (Tekrar)

Endişe, tereddüt ve kendine acıma… İlk bakışta birbirinden çok farklı görünen duygular ama onları buluşturan ortak bir özellik var: Bu duyguların üçü de korkularımızdan kaçmak için sığındığımız birer liman. Bize geçici bir konfor sağlayan, bizi oyalayan, meşgul eden, aldatan ve zaman kaybettiren duygular… 1.     ‘’Konfor alanı’’ nedir ve değişmek, insan beyni için neden zordur? 2.     Endişe, kararsızlık ve kendine acıma hangi saklı zorlukları maskeler? 3.     Duyguları değiştirmek nasıl mümkün olur?