Mükemmel olma gayretinin hayatımızda yol açtığı olumsuzluklar arasında beklenmedik iki sonuç dikkat çekiyor: erteleme ve vazgeçme alışkanlığı. Şaşırtıcı sonuçlar bunlar çünkü mükemmeliyetçilik başarılı olmanın, en iyi olmanın koşulu bir meziyet olarak görülebiliyor. Oysa elinden gelenin en iyisini yapmakla, mükemmel olmaya çalışmak arasında derin bir ayrım var. 1. Mükemmeliyetçiliğin duygusal manzarasını şekillendirmede düşüncelerimiz nasıl bir rol oynuyor? 2. Mükemmeliyetçi yaklaşımların benmerkezci doğasına karşı dikkat ve empati becerilerini nasıl kullanabiliriz? 3. Japon estetik felsefesi wabi-sabi, günümüze hakim olan mükemmellik anlayışıyla nasıl çelişiyor? Mükemmeliyetçiliği yenmek için bu felsefeden öğrenebileceklerimiz neler?
37. Mükemmeliyetçiliğin Ağır Yükü
”Mükemmel, iyinin düşmanıdır’’. Voltaire’in bu ünlü sözü, mükemmeli ararken, mükemmeli beklerken kaybettiklerimizin kısa bir tanımı. Ama mükemmeliyetçiliğin bedeli, iyinin kaybıyla sınırlı değil. Bizi hata yapmaktan, başarısız olmaktan, beğenilmemekten, eleştirilmekten koruyacağını düşünerek kuşandığımız ama çoğu zaman altında ezildiğimiz ağır bir kalkan, mükemmeliyetçilik. 1. Sosyal medyanın aldatıcı tasvirleri, mükemmeliyetçi eğilimleri nasıl etkiliyor? 2. Mükemmeliyetçilik arayışı neden kronik kaygı ve stres kaynağıdır? 3. Kusursuzluk arayışı ve yetersiz kalma korkusu erteleme alışkanlığını nasıl körükler? 4. Utanç duygusu hangi yönleriyle mükemmeliyetçiliği besler?
36. Neden Erteliyoruz?
Ertelemek için her zaman bahanelerimiz var. Zihnimizin kurguladığı küçük hikayeler, kendimize söylediğimiz akıllı yalanlar, uydurma sebepler… Erteleme döngüsünden kurtulmak ve eyleme geçmeyi başarmak için bahanelerin sesine kulak vermek önemli. Çünkü her bahanede, üstünü örtmeye çalıştığımız bir gerçek saklı. 1. Bahane yaratmanın, erteleme eğilimindeki rolü nedir? Bahaneler, zorlu görevlerle karşı karşıya kaldığımızda nasıl geçici bir rahatlama duygusu sunar? 2. Ertelemeyi haklı kılmak için sığındığımız bahaneleri tespit etmek, başarısızlık korkusunun üstesinden gelmemize nasıl yardımcı olur? 3. Mükemmeliyetçilik arayışı bahaneler yaratmaya ve eylemi geciktirmeye nasıl yol açar? 4. İnsan beyninin doğuştan gelen anlık tatmin ve aşinalık tercihi, özellikle geleceğe yönelik hedefler söz konusu olduğunda, erteleme için bahaneler yaratılmasına nasıl katkıda bulunur? 5. Bahanelerimizi sorgulamak ve altta yatan motivasyonları tespit etmek için kendimize sorabileceğimiz etkili sorular neler?
Bir Mutsuzluk Tuzağı: Başkalarını Memnun Etmek (Tekrar)
Hepimiz sevilmek istiyoruz. Ait olmak, kabul görmek, beğenilmek ve başkaları tarafından görülmek istiyoruz. Başkalarını memnun etme ihtiyacı, yaratılıştan sahip olduğumuz insani niteliklerden biri. Ama başka insanların düşünceleri, kendi hakkımızda ne düşündüğümüzün önüne geçtiğinde hayal kırıklıkları ve mutsuzluklar kaçınılmaz. 1. Başkalarının hakkımızda ne düşündüğü bizim için neden önemli? 2. Herkesi memnun etme gayretini yaratan düşünce biçimleri neler? 3. Başkalarının mutluluğundan sorumlu hissetmek, bizim hayatımızda nasıl mutsuzluklar yaratıyor?
35. Kendimize Kurduğumuz Cümleler
Düşüncelerimiz beynimizin dili gibidir. Konuşmak için kelimeleri kullandığımız gibi, beynimiz de kendimizle iletişim kurmak için düşünceleri kullanır. Gerçeklik algımızı, düşüncelerimiz yaratır ve hayatımızın hikayelerini düşüncelerimiz şekillendirir. Yaptığımız ya da yapmadığımız, yapamadığımız birçok şeyin gerisinde, zihnimizin sessiz karanlığında, kendimize söylediklerimiz saklı. 1. Zihnimizde sürüp giden iç diyaloğun ardındaki psikolojik temel nedir? Çok çeşitli konularda yargı ve fikir oluşturma eğilimimizi neler yönlendirir? 2. Kendi kendimize konuşma tarzımız ve zihnimizde oluşturduğumuz hikayeler neden iç dünyamızı etkilemekle kalmaz, aynı zamanda dış gerçekliğimizi de şekillendirir? 3. Bir dürtüye evet veya hayır demeden önce iç sesimize kulak vermek ve o anda kendimize neler söylediğimizi fark etmek için, farkındalık yaratmak için adım adım neler yapabiliriz?
34. Hayatın Denklemi
Farkında olsak da olmasak da hayatta gerçekten neye öncelik veriyorsak, bizim için esas önemli olan neyse, yarattığımız sonuçları o öncelikler şekillendiriyor. Yaptığımız ve yapmadığımız her şeyin arka planında bir duygu, her duygunun gerisindeyse bir düşünce var. Hayat hikayemizi istediğimiz yönde değiştirebilmek için öncelikle düşüncelerimizi keşfetmeliyiz. Düşüncelerimizin sonuçlarını net olarak görmemizi sağlayacak basit bir modelden faydalanabiliriz. 1. Hayatımızda yaratmak istediğimiz sonuçları şekillendirmek için düşünce – duygu – davranış döngüsünden nasıl yararlanabiliriz? 2. Bir durumun somut gerçekliğini net bir şekilde anladığımızda, seçimlerimizin ve davranışlarımızın nedenlerini görmek nasıl kolaylaşır? 3. Düşünceleri değiştirmeden eylemleri ve davranışları değiştirmek neden zordur?
33. Bilinçli Seçimler İçin Üç Soru
Yaptığımız her seçim hayatımızın yönünü değiştirir. Zaman içinde kendi yolunu çizen bir nehir gibi, ölçeği ne olursa olsun her seçim hayat yolculuğumuzun manzarasını yeniden şekillendirir. Bunu fark etmek, hayatımızı yönlendirmek için sahip olduğumuz gücü fark etmek demek. 1. Her gün irili ufaklı birçok seçim yapıyoruz. Yaptığımız her seçim, hayatın bize sunduklarına verdiğimiz birer yanıt. Seçimlerimizin ve kararlarımızın ne kadarı bilinçli, ne kadarı alışkanlıkların hükmünde yaptığımız tercihler? 2. Hayatı otopilotta, körü körüne yaşadığımızda bizi hangi tehlikeler bekliyor? 3. Değerlerimizle uyumlu, bilinçli seçimler yapabilmek için kendimize sorabileceğimiz sorular neler?
32. Kendini Anlamanın Yolu
Düşüncelerimizin inceliklerini görmek, zihnimizi dürüstçe keşfetmek ve kendimizi anlamak için yapabileceğimiz şeylerden biri, yazmak. Kalemin bir pusulaya dönüştüğü, ruhumuzun karmaşık manzaralarında bize rehberlik ettiği çok değerli bir tecrübe bu. Ve bu tecrübeyi yaratmanın kolay ve pratik yolları var. 1. Nesnel gerçeklerle düşüncelerimiz arasındaki sınırın farkına varmak için kendimize sorabileceğimiz sorular neler? 2. Düşüncelerimizi kağıda dökmek, kendimizle kurduğumuz ilişkiyi nasıl şekillendirir? 3. Yazmayı bir alışkanlık haline getirmek için uygulayabileceğimiz egzersizler neler?
31. Bitmeyen İşlerin Çaresi
Uzayıp giden ve bir türlü bitmeyen ”Yapılacak İşler Listesi”nden kurtulmak, çoktandır kronik hale gelmiş olan ”Çok meşgulüm” duygusundan sıyrılmak, erteleme huyundan vaz geçmek ve daha fazla zaman yaratmak için uygulayabileceğimiz pratik bir yöntem var. İrili ufaklı her işi halletmek, başlamak, devam etmek ve sonuç yaratmak için ihtiyacımız olan ilk şey, iyi bir sistem.
30. Zamanı Çoğaltmak
Parmaklarımızın arasından kum taneleri gibi akıp gidiyor zaman. Kovalıyoruz, yakalayamıyoruz. Modern hayatın başlıca şikâyet konularından biri, zamansızlık. Peki ya anları geri kazanmak ve zamanı çoğaltmak mümkünse? Ve çözüm dakikaları, saatleri yönetmenin ötesinde, zamanla kurduğumuz ilişkide gizliyse… 1. Neden zamanı her durumda aynı şekilde algılamıyoruz? 2. Duygularımız zaman algımızı nasıl etkiler? 3. Zamanla ilişkimizi dönüştürmenin anahtarı, zaman algımızın düşüncelerimizle şekillendirebileceğimiz dinamik bir kavram olduğunu unutmamak. Zamanı çoğaltmak için benimseyebileceğimiz yaklaşımlar neler?