‘’Hayatı nasıl yaşamak istiyorum?’’ Zor ve büyük bir soru bu. Oysa cevaplaması en zor sorular bile küçük adımlara bölündüğünde kolaylaşır. Hayatı günlere, saatlere hatta anlara böldüğümüzde, hayat tecrübemiz üzerinde sandığımızdan çok daha fazla gücümüz olduğunu göreceğiz. Zihnimizin ürettiği algıları, inançları, düşünceleri pasif bir şekilde kabul etmek yerine, dünyaya ilişkin tecrübelerimizi aktif olarak biçimlendirmemize olanak sağlayan bir güce sahibiz. Bu bölümün konusu, bu gücü kullanarak kendimiz için doğru tecrübeyi yaratabilmek.
66. Hayat Buna Değer
Her gün ne çok şey düşünüyoruz, hissediyoruz, fark etmeden kabulleniyoruz. Oysa bir düşünceyi aklından geçirmekle, düşündüğün şeye inanmak arasında upuzun bir yol var. Bir duyguyu hissetmekle, o duyguya teslim olmak arasında uzanan bir yol olduğu gibi. Daha anlamlı ve daha mutlu bir hayata uzanan yol bu.
65. Gücenmeden Yaşayabilmek
Başkalarının bize yönelik sözlerinden, eleştirilerinden, davranışlarından kolayca etkilendiğimiz, kırılıp gücendiğimiz her hikaye, karşılanmamış beklentilerimizin hikayesi. Hayatın zorluklarına karşı dirençli olabilmek ve hayatı gücenmeden yaşayabilmek, her şeyden önce kendi beklentilerini karşılayabileceğine güvenmek demek.
64. Alınganlık Hakkında 10 Gerçek
Arkasında türlü hikayeler saklayan bir maske, alınganlık. Hem bir savunma mekanizması, hem pasif-agresif bir saldırı yöntemi. Kimi zaman sorumluluktan kaçmanın yolu, kimi zaman yüzleşmekten… Bazen karşımızdakini manipüle etmek için, bazense özel ve ayrıcalıklı hissetmek için alınıp güceniyoruz. En çok da kendimizi güvensiz hissettiğimiz zamanlarda…
63. Bilinçli Yaşamak
Hayatı bir macera gibi yaşamak nasıl mümkün olur? Merakla, hevesle, korkmadan. Oysa çoğu zaman kendimize duyduğumuz güveni tehdit eden ve dünyamızı küçülten korkularla yaşıyoruz. Sorgulamadan kabullendiğimiz faydasız düşüncelerle, bizi kısıtlayan alışkanlıklarla, bir uyurgezer gibi karanlıkta. O karanlıktan sıyrılabilmek, hayatı bilinçle yaşamaya karar vermekle başlıyor.
62. Dram Yaratmak
”Evren, atomlardan değil; hikayelerden meydana gelir” demiş bir şair. Bugün hikayeler hakkında konuşacağız. Kötü hikayeler hakkında! Konumuz dram yaratmak. Gerçek şu: Zorlukları abartan, iyi olandan çok kötüyü gören, her gün basit konularda bile irili ufaklı dramlar yaratan bir beyinle yaşıyoruz. Peki insan beyninin bu doğal yapısına rağmen mutlu olmak, her günü daha iyi duygularla yaşamak nasıl mümkün olur? Önemli bir soru bu. Çünkü yalnızca hayatımızdaki birçok mutsuzluğun kaynağında değil; vazgeçmek istediğimiz kötü alışkanlıkların gerisinde de kendimize anlatıp durduğumuz dramatik hikayeler var.
61. Özgüveni Destekleyen Üç Strateji
Duygularımızı yaratan hiçbir zaman koşullar değil. Duygularımızı yaratan içinde bulunduğumuz koşullar hakkındaki düşüncelerimiz, hikayelerimiz. Hayatın en önemli duygularından birini, özgüveni güçlendirmek için hangi düşünce biçimlerinden faydalanabiliriz? Bu bölümün konusu, özgüveni destekleyen üç temel strateji. Kendimizle kurduğumuz ilişkiye daha yakından bakmaya, kendimizi derinlemesine anlamaya devam edeceğiz. Anlamlı bir hayat yaşamanın temeli bu: İnsanın öncelikle kendini anlaması. Bu yalnızca kendi hayatımızla sınırlı değil. Başkalarıyla olan ilişkilerimizi daha anlamlı, daha tatmin edici hale getirmek için değerlerimizi, ihtiyaçlarımızı, arzularımızı anlamamız gerekiyor. Hatta dünyayla kurduğumuz ilişkinin, dünyada yarattığımız anlamın temelinde kendimizle olan ilişkimiz var. Çünkü dünyayı nasıl gördüğümüzü, çevremize nasıl tepki verdiğimizi dolayısıyla mutluluğumuzu belirleyen, öncelikle kendi hakkımızdaki düşüncelerimiz.
60. Olmak İstediğiniz Kişi
Vücudumuzdaki organlar ve sistemler, bizim müdahalemiz olmadan kendi kendine çalışmaya devam eder. Doğa, tüm bedensel işlevlerimizi yönetir ama aynı durum, zihnimiz için geçerli değil. Düşüncelerimizi ve eylemlerimizi, kısacası nasıl biri olmak istediğimizi bilinçli seçimlerle biz şekillendiriyoruz. Gerçekten kim olmak istiyoruz? Karar bize ait.
59. Yaşam Enerjisi
Hayatta olmakla hayat dolu hissetmenin çok farklı anlamları var. Fiziksel varoluşun çok ötesinde ve her gün yaptığımız seçimlerle şekillenen bir duygu, hayat dolu hissetmek. İşin kötüsü, hayat dolu hissettiğimiz anlar nadiren yaşadığımız tecrübeler olabiliyor. Hayatın hemen her anında birtakım seçimler yapıyoruz. Her seçim, yaşam gücümüz üzerinde, hayat enerjimiz üzerinde doğrudan bir etkiye sahip. Bazı seçimler hayat enerjimizi beslerken, bazıları tüketebiliyor. Her anı nasıl yaşamak, nasıl tecrübe etmek istediğimiz önemli ölçüde bizim seçimimiz ve her seçim bizim sorumluluğumuzda. Pratik bir egzersiz ve faydalı sorular üzerinden bu sorumluluğu yeniden keşfedebiliriz.
58. Geçmişi Değiştirmek
Yılın geri kalan kısmını özel bir temaya ayırmak istediğimden bahsetmiştim daha önce. 2024 yılı boyunca yoğun olarak işlemek istediğim konu, kendimizle kurduğumuz ilişki. Bundan beş hafta önce özgüven kavramıyla başladık; sonra insanın kendi aklına güvenebilmesi ne anlama geliyor, bu soruyla devam ettik. Bir sonraki bölümde, bu defa bir başka soruyu ele aldık: Kendini koşulsuz sevebilmek neden kolay değil; bunu başarabilmek nasıl mümkün olur? Geçen haftanın konusuysa, kendine destek olmanın anlamı, zor zamanlarda kendine destek olabilmenin gücüydü. Bugün, yine önemli sorularla devam ediyoruz. Bu defa konumuz, geçmiş. Geçmişi değiştirebilmek, zihnimizde değiştirebilmek mümkün mü? Geçmişin duygusal yükünü üzerimizden atmak, geçmişte takılıp kalmaktan kurtulmak, geçmişte yaşayıp durmaktan kurtulmak… Nasıl yapabiliriz bunu? Daha da önemlisi, geçmişi, arzu ettiğimiz geleceği yaratmak üzere nasıl kullanabiliriz? Bunu nasıl başarabiliriz? Kimi zaman kendi geçmişimiz hakkında konuşurken, bize hükmeden, bizi tutsak eden gizemli bir varlık gibi bahsediyoruz ondan. Geçmişten daha güçlü olduğumuzu unutuyoruz. Bu gücü hatırlamanın ilk adımı, geçmiş hakkındaki hikayelerimizi değiştirmek.