“Bu iş neden bu kadar sıkıcı? Neden hep ben uğraşıyorum? Bu kadar basit bir şey neden saatler sürüyor?”

Hayat, tam da bunlarla dolu. Canımızı sıkan işler, anlamsız görevler, vasatlık, monotonluk, aksilikler…

Can sıkıntısı yaratan hiçbir şeyden hoşlanmıyoruz. Canımız sıkılsın istemiyoruz. Beynimiz doğası gereği yeni, ilginç, zevkli olanı aramaya koşullanmış. Bu yüzden ilgimizi cezbetmeyen, bize anlamlı gelmeyen görevlerle karşılaştığımızda, onları basit birer rahatsızlık olarak değil; kimliğimize ve hayatımızın anlamına yönelik bir tehdit gibi algılıyoruz. Sanki zamanımızdan, hayatımızdan çalan, özgürlüğümüzü kısıtlayan birer yük gibi…

Peki, tüm bu zorlukları daha kolay hatta daha eğlenceli hale getirmek nasıl mümkün olur?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir