Bir işe başlamadan önce çoğumuz, kendimizi tamamen hazır hissetmemiz gerektiğine inanıyoruz. Ertelediğimizde, denemeye bile yanaşmadığımızda, eyleme geçmek yerine, olduğumuz yerde durmayı seçtiğimizde, kaçıp sığındığımız başlıca mazeretlerden biri bu: ‘’Hazır değilim.’’
Önümüze çıkan fırsatlar karşısında neden bu düşünceye sarılıyoruz? Başlamak için neden hazır hissetmeyi bekliyoruz?
Beklemekle başlamak arasında bir eşik, hazır olmak. Ve çoğu zaman, bir duygu değil; yalnızca bizim verebileceğimiz bir karar.